Kazalar

Her ne kadar nükleer endüstri bizi aksine inandırmaya çalışsa da güvenli nükleer santral diye birşey yoktur. 2011 yılında Japonya’da yaşanan Fukuşima Felaketi’nin de ortaya koyduğu üzere kazalar sadece eski teknolojiye sahip nükleer santrallerde veya azgelişmiş ülkelerde yaşanmıyor.

Almanya’daki nükleer santrallerde her üç günde bir ‘güvenlik olayı’ yaşanıyor. Federal Radyasyon Koruma Ajansı, her yıl, Almanya’nın nükleer santrallerinden, güvenlik ile ilgili 100 ile 200 arasında olay raporu almaktadır. Fransız nükleer reaktörlerinde ise her yıl ortalama 900 olay yaşanıyor. Bunlardan herhangi biri kolaylıkla yeni bir Çernobil veya Fukuşima Felaketi’ne sebep olabilir.

Kyshtym

Rusya’nın Chelyabinsk oblastındaki Kyshtym şehri yakınlarında bulunan Mayak Nükleer Santrali’nde atık saklama ünitesi yoktu ve yetkililer santralin açıldığı 1948 yılından itibaren radyoaktif atıkları yakınlardaki nehire döküyordu. Doğrudan bölgede yaşayanların içme suyu kaynağı olan nehirden 124,000 kişi orta ve yüksek seviyeli radyasyona maruz kaldı.

1957 yılının Eylül Ayı’nda içerisinde 70 ton atık bulunan havuzlardan bir tanesinin soğutma sistemleri bozuldu ve sıcaklık hızla artmaya başladı. Yaşanan patlama sonucunda doğrudan ölümler yaşanmasa da açığa çıkan radyasyondan en az 272,000 kişi etkilendi. Radyasyon yüzlerce kilometre yayılırken etkilenen bölgeden 10,000 kişi tahliye edildi.

Windscale

İngiltere’nin kuzeybatısındaki Cumbria bölgesinde bulunan Windscale nükleer santralinde 1957 yılında yetkililer reaktördeki sıcaklığın düşmesi gerekirken yükseldiğini fark etti. Sistemlerde bir arıza olduğu süphesiyle iki işçi reaktöre gittiğinde reaktörün alevler içinde olduğunu gördü. Yetkililer önce, ısının çok yüksek olması sebebiyle suyun işe yaramayacağını ve suyun içerisindeki hidrojenin patlamalara sebep olacağını düşündü. Ancak diğer yöntemler işe yaramayınca reaktör yine suyla söndürülmeye çalışıldı.

İngiliz hükümeti hemen olayı örtbas etti. Kaza sonucunda 200 kişinin, yarısının ölümcül olmak üzere kansere yakalandığı hesaplanmakla birlikte kazanın gerçek etkileri hiçbir zaman bilinemeyecek.

Three Mile Island

ABD’nin Pennsilvanya eyaletindeki Harrisburg yakınlarında bulunan Three Mile Island Nükleer Santralında Mart 1979’da kısmi çekirdek erimesi yaşandı. Kazanın sebebi teknik hataların insan hataları ile birleşmesiydi. Alınan yanlış kararlarla yakıt çubukları 2371 santifrad dereceye ulaştı. Reaktör kalbine soğutma suyunun sağlanmasıyla çok daha büyük bir facianın eşiğinden dönülse de çevreye radyoaktif gazlar salındı. Bölgeden çocuklar ve hamileler tahliye edildi.

Çernobil

Ukrayna’da bulunan Çernobil nükleer santralinin 4 nolu reaktörü 26 Nisan 1986’da patladı. Fukuşima nükleer kazası ile birlikte 7 düzeyindeki iki nükleer felaketten biri olan Çernobil nükleer kazasından sonra, eski Sovyetler Birliği hükümetinin emriyle 800,000 ‘tahliye görevlisi’ felaketin yaşandığı alanda engelleme ve temizlik çalışmaları yaptı. Bugün, bu insanların %90’ından fazlası engellidir. Reaktördeki patlamadan 20 yıl sonra, 17,000 Ukraynalı aile, babaları ‘tahliye görevlisi’ olarak çalıştığı ve hayatını kaybettiği için devlet yardımı almaktadır.

Felaketin ardından 1990 ile 2000 yılları arasında Belarus’da kanser oranı %40 arttı. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, sadece Belarus’un Çernobil yakınındaki Gomel bölgesinde yaşayan 50,000’in üzerinde çocuk tiroid kanserine yakalandı. Kürtajlar, erken doğumlar ve ölü doğan bebek oranları çarpıcı şekilde arttı. Reaktörün yakınında yaşayan 350,000 insan evlerini sonsuza kadar terk etti.

Türkiye’de de Çernobil’den yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarında artış olduğunu, Türk Tabipleri Birliği’nin yaptığı bir araştırmaya göre bu nükleer kazadan en ağır biçimde etkilenen Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Hopa’da ölümlerin %47,9’unun kansere bağlı olduğunu biliyoruz.

Kaza doğurduğu pek çok diğer sonuç gibi, anlaşılması çok zor olası genetik olumsuzlukları da gelecek kuşakların sırtına yükleyebilir. Ancak kesin olan bir şey var: 1986 yılında yaşanan felaketin daha uzun süre etkileri devam edecek.

Tokaimura

1999 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’nun hemen dışındaki Tokaimura nükleer santralinde, üç yıldır kullanılmayan bir reaktör için yüksek seviyede zenginleştirilmiş uranyum hazırlandı. Ancak bu seviyede zenginleştirilmiş uranyum ile çalışma konusunda deneyimsiz olan çalışanlar uygun olamayan bir çökeltme tankına izin verilenin çok üzerinde uranyum koydu. Tankın boşaltılması ile kritik zincirleme reaksiyon durduruldu; ancak bu süre zarfında maruz kaldıkları radyasyon sebebiyle iki işçi hayatını kaybetti.

Fukuşima

Japonya’da yaşanan Fukuşima Nükleer Santrali Kazası 11 Mart 2011’de Tōhoku depremi ve tsunamisi sonrasında yaşandı. Santrale bulunan üç reaktörde yaşanan çekirdek erimesi sonucunda atmosfere ve okyanusa radyoaktif maddeler salındı. Kaza Çernobil felaketinden sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer kazasıdır ve 7 seviyesindedir. Tüm reaktörlerde sorun yaşanması kazayı daha da işin içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. Kilometrelerce alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Tahliye çalışmaları yüz binlerce insanı evlerinden etti.