Akkuyu

Akkuyu’nun kaderi 1975 yılında ilk nükleer santralin kurulması için seçilmesi ve 1976 yılında AEK tarafından yer lisansının verilmesiyle belirlendi. Toplamda 1977, 1992, 1996 ve 2007 yıllarında olmak üzere dört başarısız ihale atlatan Akkuyu, hükümetin Rusya ile uluslararası anlaşma imzalamasıyla nükleer enerji kabusunu bir kez daha yaşıyor.

Akkuyu’daki nükleer santral projesindeki temel soru işaretleri arasında oldukça kaygı verici başlıklar bulunuyor. Bunlardan belki de en önemli ikisi; geçerliliği tartışılan 36 yıllık yer lisansı ve 25 km. uzaklıkta hala aktif olan Ecemiş fay hattıdır. Bununla birlikte hükümetin ve kurumlarının süreci son derece anti-demokratik bir şekilde yürütmesi kaygıları arttırıyor.

Nükleer karşıtı mücadele ’70’li yılların ortasından beridir Akkuyu’da nükleer santral kurulmaması için mücadele ediyor. ’70’li yıllarda Taşucu Balıkçılık Kooperatifi ve İçel Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği (İÇKO)’nin Başkanı Arslan Eyce ile başlayan mücadele yıllar içerisinde bütün Türkiye’ye yayıldı. Bugün sokaktaki insandan, sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına ve muhalefetteki siyasi partilere kadar Türkiye’nin büyük çoğunlu bu projeye ve nükleer enerjiye hayır diyor.

Mücadelenin geçmişini ve tartışmaları ‘Geçmişten’ bölümünde ve Arif Künar’ın ‘Donkişotlar Akkuyu’ya Karşı’da daha ayrıntılı olarak bulabilirsiniz.